Wednesday, February 28, 2007

...And The Oscar Goes to Martin Scorsese

En sonunda O'nun da bir oscarı oldu. "79th Academy Awards" geçtiğimiz günlerde usulü olduğu üzre Kodak Theatre'da sahiplerini buldu ve Martin Scorsese'ın yıllardır beklediği altın heykelciğe kavuştuğu ödül töreni olarak tarihe geçti. Her sene Oscar ödüllerinin dağıtılmasına müteakiben, bütün yorumcular ödüllerin hakkaniyetle dağıtılmadığından yakınırken, bu sene herkes tek ağızdan hakkın, hakedene verildiğini söylüyor.

Eee haklılar tabi... Gece uykusuz kalıp ödülüne sarılışını canlı canlı müşahede ettiğimde ben de naçizane aynı şeyi düşündüm. 5 sefer direkten dönen Martin Usta (64) bu sefer o çekmeye bayıldığı New York filmlerden biriyle olmasa da "The Departed" la şeytanın bacağını kırdı.

Hem Amerikan sinema tarihinin en önemli 5 yönetmeninden birisi olun, hem kült olmuş en az 10 filme imza atın, hem de bir oscar heykelciğiniz olmasın! Olacak iş değil...

Düşünüyorum da "Taxi Driver" ı izleyip de aynanın karşısında "You talkin'to me?" dememiş biri var mıdır aramızda? Ya da ne bileyim Raging Bull'da LaMotta ile kollarını havaya kaldırıp "koççum bee helal sana" dememiş olan? Mesela "Sexus" u ilk kez çöp kutusuna bırakan Max Cody'den görüp okumuştum ben. Başka, başka? Goodfellas, New York New York, The Age of Innocence, Casino, Gangs of New York, Kundun ve dahi kişisel kültlerimden Bringing Out the Dead... IMDB Top 250 de sanırım en az 5 filmi vardır. Benim kadar üşengeç olmayan biri buradan sayarak bizimle paylaşabilir :)

Martin Usta'ya burdan saygı ve dahi hürmetle selam ederken, bu akşam yatmadan bir Socersese filmi izlemeyi de herkese salık veriyorum.

Bu arada 79. Oskar ödüllerinin tam listesine de buradan bakabilirsiniz.

Friday, February 16, 2007

"Tiger Swing" in sırrı: Gerçekten sırf şekil mi?

Son zamanlarda en keyif alarak izlediğim, bittiğinde ağzımın kulaklarına vardığını farkettiğim reklam İşTcell kampanyasınınki... "Avrupa Yakası"nın Anadolu rock Tanrıverdi'si Sarp Apak, bu reklamlar sayesinde daha bir göze girdi sanırım. Lügatımıza tam, "ben bilgisayar bilmiyorum, telefon biliyorum" lafını sokmuştu ki, şimdi kampanyanın ikinci reklam filmi İşTcell bireyselde bir de "Ne bu yaaa, sırf şekil ya" diye bir tabiri de ağızlara pelesenk etti sağolsun.

İşTcell reklam kampanyasının Kristal Elma' ya doğru koşar adım ilediğini düşünmekle birlikte, olayın marketing başarısı boyutunu reklamcı arkadaşlara bırakıyorum. Bu blog postumuzun mevzuu; ne İşTcell' in pazarlama başarısı, ne de Sarp Apak'ın ekranlardaki hızlı yükselişi... Bu postun mevzuu: Tiger Swing

Eski günleri hatırlıyorum da, altı yedi yaşlarımda, babamla beraber Pebble Beach deki malikhanemizde her pazar sabahı havyarlı kahvaltılarımızdan sonra Pasifik okyanusuna karşı club savururduk... Ahh ahh, artık vakit bulup yapamıyorum tabi. Bu bakımdan arkadaşlarımıza da Tiger Swing hakkında etraflı bir bilgi vermeye pek bir yetkin gördüm kendimi.
Numaraya gerek yok, hayatım boyunca golf sopasını elime almışlığım yok, pazar sabaharı da babamla Kaliforniya'da havyar değil, Altunizade'deki evimizde Trabzon usulü kıymalı pide yerdik bundan kelli vuruşun tekniğini anlatamıyacağım. Herkesin yapacağı gibi ben de girdim Google dan "TigerSwing" yazıp arattım. Tiger Woods'un bu efsane vuruşu sayesinde geçtiğimiz sene 76.5 milyon Euro kazanarak en çok kazanan sporcu ünvanını Michael Schumacher'den aldığını duyunca insanın bu vuruşa "sırf şekil yaa" diyesi gelmiyor açıkçası.
Vuruş hakkında, uygulama şekilleri hakkında yüzlerce web sitesi var. Tüm zamanların en başarılı 10 golf oyuncusu listesinde bulunan Tiger Woods bu listede olup da yaşayan tek golfçü. Bu arada, yukarada bahsettiğim kazancının içine reklamlardan kazandıkları dahil değil. Gözümüz yok Allah daha çok versin, aradık bulduk "Tiger Swing" videosunun linki de burada. Sırf şekil mi siz karar verin...